FETÖ, KPSS sorularını flash bellekle dağıttı


Hasan Taşkın-Diriliş Postası

Ankara 2. Ağır Suç Oluşturan Mahkemesi'nde ifadesi alınan FETÖ itirafçısı D.Ç, daha önceki ifadelerini kabul ederek etnik pişmanlıktan kullanmak isteğini ifade etti.

FETÖ şüphelisi D.Ç, 2007 yılında dershanede hazırlanarak KPSS'ye girdiğini lakin atanamadığını, 2008 yılında Karabük'te dershaneye artan bir şekilde sınava hazırlandığını ve 2008 KPSS'ye girdiğini lakin kazanamadığını, 2009 yılında da dershaneye artan bir şekilde hazırlandığını fakat yeniden kazanamadığını, 2010 yılı sınavı için de dershaneye gittiğini anlattı. 2010 yılında iptal edilen sınavın sorularının kendisine geldiğini bu yüzden yüksek net yaptığını, her tarafta sınavında ise kendi çabasıyla yaptığını, bu yüzden netinde düşüş yaşandığını, imtihan sorularının kendisine sınavdan 3 gün önce bir flaş bellek içinde eşi tarafından getirildiğini, soruları eşinin FETÖ'den abisi olan H.A, kadar eşine verildiğini, fotoğraftan teşhisini yaptığı ve konut ablası olarak tanıdığı H.Y.A'nın soruları veren H.A'nın eşi olduğunu ifade etti.

FETÖ'nün öğrenciler üzerindeki oyunu

Üniversite 3. sınıftayken il ablası Afife'nin kendisine hizmet içerisinde evlenip evlenmeyeceğini sorduğunu, 'Olabilir' dediğini, bunun üstüne 'Başını açman icabında de evlenir misin?' diye sorduğunu, kendisinin de dikkate almak istediğini söylediğini anlatan D.Ç, bir ay dek sonra kendisine 'Başımı açamam' dediğini, Afife'nin kendisine 'Nasıl olsa üniversiteye girerken başınızı açıyorsunuz, evleneceğiniz kişinin mesleğini tehlikeye atmamak için de başınızı açabilirsiniz' dediğini, kendisinin de Afife'ye 'Cemaat içinde açık olan bir sürü arkadaş var bunlara söyleyin bunlar evlensin' dediğini, bunun üstüne Afife'nin kendisine 'Açık olanlar artı dikkat etmez fakat kapalı olanlar ise açıldıktan sonradan daha dikkatli davranır' dediğini, bunun üstüne başını açmayı kabul ettiğini anlattı. Bu şekilde asker olan C.Ç ile tanıştırıldığını ve evlendiğini de anlatan D.Ç, 2010 KPSS'ye hazırlandığı dönemde sınavdan takriben 3 gün önce eşinin flash bellekte kendisine 2010 KPSS Eğitim Bilimleri, Genel Yetenek ve Genel Kültür Sınavı'na ait soruları getirdiğini, 'Bu sorular KPSS'de çıkacakmış' dediğini, soruları kendisine H.A'nın verdiğini ve 'Çalıştıktan sonra flash belleği kırarak atmamız gerektiğini söyledi' dediğini, ilk önce bunu kabul edemeyeceğini söylediğini, eşinin ise H.A'nın 'Bu soruları herkes alıyor, biz cemaat olarak girmezsek başkalarının buralara gireceğini, onun için buralara bizlerin girmesi gerektiği' biçiminde söylediğini kendisine belirttiğini, sahiden bu işe eşinin de razı olmadığını, abilerin kendisini ikna ettiğini belirtti.

FETÖ üyelerine verilen sorular 2010 KPSS'de çıktı

Sınava girmeden önce flash belleği kırarak attıklarını anlatan FETÖ itirafçısı güvenilmez D.Ç, sınavda kendisine flaşla verilen soruların aynısının çıktığını gördüğünü, daha sonra imtihan sorularının çalındığı kamuoyuna duyurulduğunu ve sınavın eğitim bilimlerinin iptal edildiğini, eşinin cemaatten abisi olan bir şahsın eşine 31 Ekim 2010 tarihinde yapılan yeniden sınavının soruları da gelebilir dediğini, lakin bu soruların gelmediğini, her yerde sınavını kendi çalışmasıyla kazandığını ve Şırnak iline hoca olarak atandığını, fakat hiçbir vakit bu işten dolayı huzurlu olmadığını, kesintisiz vicdan azabı çektiğini, ara ara eşine istifa etmek istediğini söylediğini, eşinin de kendisinden sorumluluk sahibi abiye bu hususları sorduğunda abinin kendisine "Bu bir istişare kararı, herhangi bir sorumluluğu yok" dediğini anlattı.

FETÖ, memur yaptığı üyelerinden himmet topluyordu

D.Ç, 2. Ağır Cinayet Mahkemesi'ndeki itiraflarla dolu ifadesinde hem, eşi asker olduğundan dolayı deşifre olmasın diye kendisinin FETÖ ile ilişkisini kestiğini ve hiçbir toplantılarına katılmadığını, fakat memur olduktan daha sonra kendisine düşen himmet parasını kendisi namına cemaate eşinin elden kendi abisine teslim ettiğini, maaş kartı eşinde olduğundan nedeniyle namına aylık ne değin himmet verdiğini bilmediğini, bildiği kadarıyla bu mahremiyet durumunun sadece asker eşlerinde olduğunu, diğer kurumlar ile ilgili böyle bir gizliliğin olduğunu düşünmediğini açıklama etti. Ankara iline geldikten sonradan KPSS soruşturmasının açıldığını duyduğunu anlatan D.Ç itiraflarını sürdürerek, bu sınav ile ilgili ilk gözaltılar yapılmaya başlayınca Ankara'da bilmediği ve tanımadığı fakat teleferik geçen dağlık bir yerde evi olan bir abinin kendilerini çağırdığını, eşi ile birlikte buraya gittiklerini, bu abinin kendilerine, "bu soruşturmaya kafayı takmışlar, herkesi ve bağlantılarını saptama etmeye çalışıyorlar, eğer ifadeye çağrılırsanız sorulara kendi emeğimle çalışarak yaptım, bu kadar yüksek başarı beklemiyordum şaşırdım, cemaatle bizim hiçbir bağlantımız değil diye" yanıt verin dediğini, 2014 yılında dikkat çekmemek için Eğitim Bir-sen'e aza olmasını istediklerini, lakin kimin dediğini hatırlamadığını, bunun üstüne 2014 yılında bu sendikaya üye olduğunu söyledi.

"Bu işi biz mi yaptık?"

DÇ, mahkemedeki itiraflarında, 14 Temmuz günü eşinin cemaatten abisi olan ismini bilmediği Gazi Üniversitesi'nde akademisyen olarak bildiği ve eşinin ismini Gülsüm olarak bildiği şahsın eve gelerek eşine 15 Temmuz'daki biletini iptal ettirmesini söylediğini ve eşinin telefonuna bir şey yüklediğini ve "Biz seni yarın ararız, yarın iş uygun ol" diyerek ayrıldığını eşinin kendisine söylediğini, 15 Temmuz akşamı eşini birliğinden çıkartmadıklarını, bir komutanın eşini yanında çağırarak" iş hayır, akıbet hayır" dediğini ve eşinden cephane deposunu açmasını söylediğini eşinin kendisine anlattığını, eşinden öğrendiğine göre eşinin de depoyu açtığını, sonradan eşinin darbe olayını öğrenince kendisine Beştepe'ye gel diye mesaj atmalarına karşın gitmediğini ve sabaha karşısında birliğinden kaçtığını, darbeden daha sonra eşinin Gazi Üniversitesi'ndeki cemaat abisinin yanında gittiğini, Gazi Üniversitesi'ndeki abiye "bu işi biz mi yaptık" diye sorduğunu, eşinin de bu darbe girişiminin cemaat tarafından yapıldığını söylediğini ve 'Biz neyin içine düştük' diyerek bu şahsın yanından ayrıldığını tekrar eşinden duyduğunu, eşinin bu olaydan sonradan Hatay'a geldiğini, sonra Mersine geçtiklerini, burada Ağustos'un birincil haftasına dek kaldıklarını, bu sırada eşinin ihraç edildiğini, ağustos ayının birincil haftası mektep müdürünün kendisini arayarak "Ankara'ya gel, açığa alındınız, hakkınızda tebligat var bunu imzalamanız gerekiyor" demesi üzerine eşi ile birlikte Ankara'ya döndüklerini, eşinin her yerde Gazi Üniversitesi'ne artan bir şekilde bu abi ile görüştüğünü, abinin eşine "Bu darbeyi cemaatin iyi niyetle yapmaya çalıştığını, ama araya diğer gruplarında girerek ortalığı karıştırdığını, ben yurt dışına çıkmaya çalışacağım, sende başkasına ait evde kal, şu lahza hapishanede işkenceler var, kaçmaktan diğer tedavi değil" dediğini eşinin kendisine anlattığını, 28.09.2016 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerinin kendisini ifade için çağırdığını, bunun üstüne Ankara'ya geldiklerini, gece saat 24.00 sıralarında evde bulundukları sırada polislerin gelerek eşini darbe girişiminden dolayı alarak götürdüklerini, kendisinin de daha önceden de içinde yer alan pişmanlık ve vicdan azabından nedeniyle bildirmek için gelerek teslim olduğunu, 2010 KPSS soruları kendisine verilene dek bu cemaate gönülden emrindeki olduğunu, cemaat hakkında o döneme değin herhangi negatif bir düşüncesinin olmadığını, cemaati iyilik yapan ve hayırda yarışmacı bir inşa olarak bildiğini, fakat 2010'da kendisine sorular verildikten sonra içinde bir hastalık olduğunu, bu olaydan daha sonra hiç huzurlu olmadığını, içerisine düşürüldükleri durumun farkına kısmen de olsa vardığını, fakat şüphesiz darbe gibi bir şey yapacaklarını hiçbir şekilde düşünmediğini, bu soruları aldığı için çok pişman olduğunu, cemaate ait ByLock isimli bir program olduğunu bildiğini, lakin bu programı kullanmadığını söyledi.

Eşi de itirafçı oldu

D.Ç'nin FETÖ üyeliğinden esir yargılanan eşi Yüzbaşı C,Ç. de Etkili Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmak istediğini belirterek, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturmada ifade verdi. Esir Yüzbaşı C.Ç, kendisini FETÖ abileri kadar alıştıra alıştıra bünyelerine kattıklarını anlatarak, "Cemaat evlerindeyken fazla hoş kaliteli yemekler ikram ediyorlardı. Kesintisiz kebap, lahmacun, şalgam yediriyorlardı. Ben de bunları kolay kolay yiyemediğim için bu da ister istemez cazip geliyordu. Çünkü fakir sayılabilecek bir ailenin çocuğuydum" dedi. FETÖ itirafçısı C.Ç, 2010 KPSS sınavından 2-3 gün dek önce FETÖ abisi H. A. kendi evine çağırdığını eve gittiğinde H. A.' ile tanıştıran ve ismini bilmediği FETÖ üyesinin laptop bilgisayarını açarak kendisine ve yine sınava girecek olan H.A'ya yemin metni okuttuktan sonra flash bellek içerisinde ayrıca kendisine hem de H.A'ya 2010 KPSS imtihan sorularını verdiğini ifade etti. İtirafçı C.Ç bunun üstüne "Bu soruları veriyorsunuz ama haram değil mi? Başkalarının hakkına giriyoruz dediğini ancak soruları veren kişinin "sizin gibi iyi insanların bir yerlere gelmesi lüzumlu. Biz onun için uğraşıyoruz. İnançlı insanların bir yerlere gelmesini istiyoruz" diyerek ikna ettiğini söyledi. C.Ç, ifadesinde flaş belleği durumu eşi D.Ç'ye anlattığını ve eşinin önce 'haram' diye elde etmek istemediğini daha sonra FETÖ abisinin anlattıklarını anlatarak ikna ettiğini de belirterek; 'O da isteksiz olarak ikna oldu. Birlikte flash hafıza içerisinde bulunan soruları inceledik. Eğitim Bilimlerinin tamamı vardı ama Genel Kabiliyet ve Genel Kültür testleri ise eksikti. Sorular broşür şeklindeydi. Sorular dershane test sınavı biçiminde kamufle edilmişti. Dershane adını hatırlamıyorum. Doğru şıkların birçok koyu olarak işaretlenmişti. Bu kadarını hatırlıyorum. Eşim soruları inceledi, sınava girdi ve sonuç olarak yüksek puan aldı. Imtihan sonrası eşime soruların sınavda çıkıp çıkmadığını sorduğumda tamamının çıktığını söyledi. Ben bu imtihan sorularının bizim gibi birçok kişiye de verildiğini düşünüyorum" dedi.

ByLock'u nasıl yükledi?

C.Ç, ifadesinde keza, 2015 yılı Ocak ayında Murtaza kod adlı hakiki ismini bilmediği FETÖ üyesi kişinin cep telefonunu alarak yanında getirdiği bilgisayara bağlayarak gözünün önünde ByLock isimli programı kurduğunu ve nasıl kullanılacağını bir bir anlattığını, şifreler girerek programın kullanılmasını sağladığını, sistemdeki ismim "Freedom" olduğunu, bu programı kurarken "KPSS soruşturması devam ediyor, sizin de orada adınız geçiyor, operasyonlarda isminiz geçerse biz size buradan data vereceğiz, kendine bir aile avukatı bul, bu avukata KPSS ile ilgili bir şeyden bahsetme, polis gelirse içeri alma, avukat eşliğinde polisi içeriye alın, bundan eşine bahsetme" dediğini söyledi.

"Solcu avukat tutun" talimatı

C,D, ifadesinde Bylock programı aracılığı ile FETÖ abisi ile buluştuğunu ve bu buluşmalarda, "Avukatınız mutlaka olacak, yalnız bu avukatınız Ak Partili ve cemaatçi olmayacak, solculardan bir avukat bulun, avukata ilk bulduğunuzda KPSS'den bahsetmeyin, aile avukatı elde etmek istediğinizi belirterek irtibata girin, operasyon zamanı daha önceden aile avukatı olarak belirlediğiniz bu kişiyle irtibata geçin, evinize gelin polislerin kimliklerine bakın, arama esnasında soru bırakabilirler, size kumpas kurabilirler, kesintisiz yanlarında olun, aramayı kameraya kaydedin, tutanağı imzalarken yazının bittiği yer ile imzanız aralarında başıboşluk kalmasın araya ekleme yapabilirler, muhakkak soruları almadığınızı, kendi emeğinizle çalışarak kazandığınızı anlatın, suçlamaların hiç birini kabul etmeyin, cemaatten olduğunuzu şüphesiz söylemeyin, korkmayın hiç bir şey olmaz, delillere dayalı bir soruşturma değil, netler üzerinden Masak raporundan sizi yargılayarak suç oluşturan veremezler, devlet KPSS dosyasına bakacak savcı bulamıyor, dosya kendisine bahşedilen savcılar dosyaya bakmaktan vazgeçiyor, devran döner başım yanar diyerek hiç bir savcı bu dosyaya görmek istemiyor" diyerek moral vermeye ve genel havayı anlatmaya çalıştıklarına değindi.

FETÖ, yalnızca KPSS değil YDS ve ALES sorularını da çaldı

C.D, FETÖ'nun imtihan hırsızlığı ile ilgili ayrıntılarını anlattığı hırsızlıklara da değinerek, 2013 yılında YDS, ALES'de ve İç Denetçilik Sınavları'na girdiğini, bu sınavlardan YDS ve ALES sorularını sınavdan 1 gün önce FETÖ abisi H.E'nin evinde, Yüzbaşı Ş.T. ve Yüzbaşı M.Y. de olduğunu burada H.E.'nin kendilerine toplam 300 adet soru verdiğini, 300 sorudan 60-70 arası sorunun tıpa tıp YDS sınavında sorulan sorular olduğunu gördüklerini anlattı. Bu değin soru verilmesini de H.E'nin matbaaya gitmeden önce sistem tarafından 300 soru içerisinden 80 soru seçilmesi nedeni ile 300 sorudan 80'i çıkacak ona göre ezberleyin dediğini anlatan C.D, H.E'ye "Sorular nasıl geliyor" diye sorduğunu ve "Bir şekilde geliyor orasını karıştırma" dediğini anlattı. ALES' sınavına girmeden yine bir gün önce H.E'nin "Maça gel" şifresi ile evine çağırdığını anlatan C.D, "Yine ALES'te çıkacak olan sorunun 5-6 katı soru bize verdi. Sınava girdiğimizde de tıpa tıp sorular sınavdan önce bize verilen sorulardı. Sanırım ÖSYM'nin sistemi yukarıda anlattığım şekilde işlediği için bize 5-6 katı soru verilmekteydi" dedi.

"Nasıl bir pisliğin içine çekildiğimizi gördüm"

FETÖ itirafçısı esir Yüzbaşı C.Ç, ifadesinde pişmanlığını şu sözlerle dile getirdi: "Lise 3'ten başlayarak bu cemaate girdiğime, gireceğime bin pişmanım. Tüm bildiklerimi ve yaşadıklarımı yukarıda anlatmaya çalıştım. Benim gibi pak duygularla girip sonra kullanılan, kandırılan, isteksiz ikna edilen çoğu kişi olduğuna eminim. Darbe girişiminden daha sonra yani 15 Temmuz'dan sonradan darbe girişimini benim de içinde yer aldığım FETÖ'nün yaptığını anladım. Ben darbe girişiminden önceden farkında olan değildim. O gece hareketlilik olunca anladım. Nasıl bir pisliğin içine çekildiğimizi, itildiğimizi gördüm. Bu pislik örgütten, vatan hainliği yapan örgütten şahsım olarak da şikayetçiyim."

sizlere www.ensonhukuk.com farkıyla sunulmuştur
Sonraki
« Önceki
Önceki
Sonraki »
Thanks for your comment