Türkiye, OECD ülkeleri aralarında en genç hoca nüfusuna sahip. Ülkemizde öğretmenlerin yaş ortalaması 37.4. Görevdeki öğretmenlerin yüzde 49.3'ü 35 yaş aşağıda, yüzde 41.5'i 36-50 yaş arasında, yüzde 9.2'si ise 50 yaş üzerinde. Toplam öğretmenlerin yarısını oluşturan 447 bin 638 eğitimci ise son 10 yılda atanmış. Öğretmen adaylarının bu karnesi karşısında atanma öncesi Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) da önlemlerini almaya devam ediyor. MEB; öğretmenlerin kalitesini arttırmak, profesyonel ve araştırmacı öğretmen modeli için hizmetiçi eğitimler hazırlıyor. Öğretmenlerin kişisel gelişimlerinden idare ve kurumsal eğitimlere dek çoğu alanda sivil toplum kuruluşu ve üniversiteler işbirliğiyle eğitim yapılacak. Uzmanlar ise bu tablo karşısında bundan böyle daimi çözümlerin hayata geçirilmesi ve eğitim yaklaşımının değiştirilmesi gerektiği düşüncesinde.
'ÇOK ARTI FAKÜLTE AÇILDI'
Prof. Dr. Coşkun Sancak (Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı): ÖĞRETMENLERİN sınavlarıyla ilgili bu sonuçlardan daha önce haberimiz yoktu. Hürriyet'ten öğrendik. Rakamlar ürkütücü. Formasyon eğitimi aşağıda verilen derslerin nasıl öğretildiği çok önemli. Bunlara da bakılmalı. Çünkü alanında uzman olmayanların verdiği eğitimler bu tabloda etkili. Öncelikle eğitim fakülteleri yöneticileri bir araya gelerek bu durumu değerlendirmeli, yapılması gerekenler tartışılmalı. Ayrıca YÖK'ün belirlediği programların içeriklerine eğitim fakültelerinin ne kadar uyduğuna da bakılması gerekiyor.
Prof. Dr. Belirli Karip (TEDMEM Direktörü): Sorunun sistemle ilgili birçok nedeni var. Ilk Olarak öğretmen yetiştirmenin girdi, süreç ve çıktılarına odaklı bir kalite teminat veya akreditasyon mekanizması yok. Eğitim fakültelerinin öğretim üyesi sayısı ve altyapısı dikkate alınmadan sayıları ve kontenjanları çabuk artırıldı. Ilk Olarak hoca açığını yerine getirmek için gerçekleşen bu plansız artış, kısa sürede çığ gibi artan bir arz fazlasıyla sonuçlandı. Hoca yetiştirme ekosistemi tamamıyla bozuldu. Bu programlara giriş yapan öğrencilerin sıralamaları ve yüzdelik dilimleri kayda değer ölçüde geriledi. Bunun niteliğinin geliştirilmesi fen edebiyat fakülteleri-eğitim fakülteleri ikilemine odaklanan tartışmaların gölgesinde kaldı. İhtiyaçlarla ahenkli olmayan bir yetiştirme programı ve sayısal çoğaltma, kaliteye odaklanmayı ikinci planda bırakmış durumda. Öğretmen yetiştirme, öğretmenlerin alan bilgisi ile tekno-pedagojik bölge bilgisini tamlık içinde değerlendiren bir yaklaşımla her yerde oluşturulmalı. Bugün ilköğretim ve ortaöğretim programlarındaki beceri ve niteliklerin birçoğu hoca yetiştirme programları kapsamında yer almıyor.
Yeliz Düşkün (Eğitim Reformu Girişimi (ERG) Politika Analisti): Öncelikle öğretmen adaylarını eleştirinin odağından çıkaralım, bu sonuçlar buzdağının görünen kısmı. Aşağı ise Türkiye'de eğitimin ilkokuldan üniversiteye uzanan nitelik sorunu var; TIMSS, PISA değerlendirmeleri ya da YGS ve ÖABT sonuçları bize aralıksız bu durumu hatırlatıyor. Öncelikle eğitime yaklaşımımızı değiştirmeliyiz. Reformcu çözümler ilerletmek için kamunun alan açması, üniversitelerin daha çok uygulamalı araştırma yapması ve öğretmenlerin güçlendirilmesi gerekiyor.
YAŞ ORTALAMASI 37.4
Görevde bulunan öğretmenlerin yaş dağılımı şöyle:
Yüzde 49.3'ü 35 yaş aşağı
Yüzde 41.5'i 36-50 yaş arasında
Yüzde 9.2'si 50 yaş üstünde
Yarısına yakını son 10 yılda atandı
Son 10 yılda atanan öğretmen sayısı 447 bin 638. Bu da toplam hoca sayısının yarısı demek. Görevde yer alan öğretmenlerin hizmet süreleri ise şöyle:
0-10 sene:Yüzde 52.7
11-25 sene:Yüzde 39.2
25 yıldan fazla:Yüzde 8.1
Nuran ÇAKMAKÇI
sizlere www.ensonhukuk.com farkıyla sunulmuştur
Başlığı Kapat Kodları GösterKodları Kapar Emojileri GösterEmojileri Kapar