SGK, görevde yükselmedeki 2 soruyu iptal etti


2016 YILI GÖREVDE YÜKSELME SINAVI SONUÇLARINA VE

İTİRAZLARA İLİŞKİN BILDIRI

Kurumumuz Personeli Görevde Çoğaltma ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği ve Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE) ile imzalanan Protokol uyarınca; 30 Nisan 2016 tarihinde şef ve memur kadroları için yapılan Görevde Çoğaltma Sınavı sonuçları http://sinav.todaie.edu.tr/ adresinde yayımlanmıştır. Hem imtihan sorularına ve uygulamalarına ilişkin itirazlar TODAİE göre değerlendirilmiş olup, itirazlara ilişkin talimat ekte yer almaktadır.

Imtihan sonuçlarına itiraz edecek adayların itiraz başvurularını yapmadan önce TR040001002532035148835019 İBAN nolu TODAİE hesabına 20 TL (Yirmi Türk Lirası) itiraz ücreti yatırarak alınan banka dekontu ve itiraz konusunun açıkça yazılı olduğu dilekçe ile 02/06/2016 tarihi saat 17.00'a değin birimleri kanalıyla Kurumumuz İnsan Kaynakları Daire Başkanlığına müracaat etmeleri gerekmektedir. Süresi geçtikten sonra yapılan itirazlar dikkate alınmayacaktır.

Tahsis işlemlerine ilişkin duyuru sonradan yapılacaktır.

İlgililere önemle duyurulur. 27/05/2016

Ilave: İtirazlara İlişkin Değerleme Raporu

SINAV İTİRAZLARI

DEĞER BIÇME RAPORU

TODAİE

27 MAYIS 2016

Imtihan sorularının içerikleri üç aşamada gerçekleşmektedir:

a) Imtihan soruları, konunun uzmanı olan öğretim üyeleri ya da uzmanlara hazırlatılır.

b) Hazırlanan sorular, içerik bakımından bilimsel denetime gönderilir.

c) Bilimsel denetim süreci bitmiş sorular, ölçme ve değerleme uzmanına gönderilir.

Sınav sorularının içeriklerini yalnızca bilimsel teftiş uzmanları incelemektedir. Ölçme değer biçme uzmanları ise, soruları çoktan seçmeli sınava uygunluğunu değerlendirmektedirler. 30/04/2016 tarihinde yapılan SGK Tayin Değişikliği Sınavında sorulmuş bulunan sorular, yukarıda açıklanmış aşamalardan geçerek hazırlanmıştır.

Imtihan SGK ile hazırlanan protokole uygun şekilde sınav güvenliği sağlanarak ve aksatılmadan gerçekleştirilmiştir.

1) Görevde Çoğaltma ve Unvan Değişikliği Sınavlarında Engellilere Karşın ne gibi kolaylıkların sağlandığı

Her iki sınavda da ÖSYM uygulamaları esas alınarak engel gruplarına tarafından adaylara ek zaman ünlü ve sınav önce TODAİE web sitesinin ilgili bölümünde her bir engel grubu için ne kadar ek süre tanınacağı ilan edilmiştir. SGK tarafından TODAİE'ye iletilen imtihan aday listesinde ortopedik engelli adayların sınava binaların giriş katında girme, sorusunu kendi okuyabilen görme engelli adayların da daha büyük puntolu soru kitapçık basılması talepleri yerine getirilmiştir.

2) Ankara Atatürk Lisesi 1. Kat 29. No'lu derslikte kopya çeken bir adayın tespiti sebebiyle "şamata ortamı" oluşması ve ilave vakit verilmemesi

Laf konusu dersliğin imtihan salon tutanağında sınav kural ihlali tespit edilmiştir. 17 no'lu sıra numaralı adayın kopya çektiği son 20 dakika içerisinde fark edildiği kayda alınmakla birlikte sınavın tehlikesiz ve huzurlu bir şekilde gerçekleşmesine engel bir durumun oluştuğu belirtilmemektedir. Imtihan duyurusunda belirtildiği gibi engelli adaylar dışında diğer adaylara ilave vakit verilmemesi imtihan kurallarına uygundur.

3) A.Ü. Tıp Fakültesi Morfoloji Binası Prof. Dr. Kamile Şevki Mutlu 5 no'lu anfisinde imtihan cevap forumunda imza bölümüne kurşun kalem yerine bitmez tükenmez kalemle imza atılmasının istenmesi

İmzaların tükenmez kalem ile atılması genel bir tatbik olmakla birlikte adaylara kurşun kalem TODAİE göre sağlanması ve tükenmez kalemin adayların yanına olmayabileceği düşüncesiyle sınav kitapçığında imzanın kurşun kalemle atılması gerektiği belirtilmiştir. İlgili salon tutanağında sınav kural ihlali yaşanmadığı adaylara bina imtihan sorumlusunun bilgisi kapsamında tükenmez kalem imza attırıldığı, adaylara daha sonra kurşun kalemle bitmiş imza attırılmasının sorulduğu ve buna gerek olmadığı yanıtı verildiği açıklama edilmektedir. sonuç olarak imza atılması adayın sınava kendi namına katıldığının bir göstergesi özelliğinde olup kurşun ya da bitmez tükenmez kalem ile atılmasının bir sınav kaide ihlali olmadığı sonucuna varılmıştır.

4) Milli Eğitim Bakanlığı Merkezi Sistem Sınav Yönergesine uyulmadığı

Söz konusu yönergenin TODAİE açısından bir bağlayıcılığı bulunmadığı için sınavın iptal edilmesi itirazı kabul edilmemiştir.

Sınavda dağıtılan soru kitapçıkları ile SGK'ya TODAİE tarafından iletilen ve SGK kadar elektronik ortamda açıklanan sınav kitapçıkları aralarında çeşitlilik olduğu iddiası dürüst değildir. Sınavda adaylara dağıtılan kitapçıklar ile SGK'ya elektronik ortamda iletilen kitapçıklar aralarında hiçbir çeşitlilik bulunmamaktadır.

A Kitapçığı 5B Kitapçığı 63. sorusunun yanlış ve yanlış olduğu

İtiraz açılış tarihinin geriye götürülebileceği yönündedir. Soru çok açıktır. Kişinin işe başladığı tarih açıkça verilmiş ve sigortalılığın açılış tarihi sorulmuştur. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

A Kitapçığı 7B Kitapçığı 65. sorusunun yanlış ve hatalı olduğu

İtiraz, " peşine düşüp takip eden ay başından" ibaresinin "kesildiği tarihi" ibaresinden sonraki duruma uyanları nitelediği, dolayısıyla dürüst cevap seçeneğinin "A" olarak değiştirilmesi gerektiği yönündedir.

Sigortalılığın sona ermesi

MADDE 9- Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık;

c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanların;

1) (Değişik: 17/4/2008-5754/7 md.) Vefat veya aylık bağlanmasını gerektiren hallerde ödev aylıklarının kesildiği tarihi, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinde belirli yaş hadleri ile sıhhi izin sürelerinin doldurulması halinde ise bu süre ve hadlerin doldurulduğu tarihleri peşine düşüp takip eden aybaşından,

Kanun koyucu "kesildiği tarihte" ifadesi yerine "kesildiği tarihi" ifadesi kullanmıştır ve doğal olarak "kesildiği tarihi.. .takip eden aybaşından" şeklinde yorumlanması gerekmektedir. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

A Kitapçığı 8B Kitapçığı 66. sorusunun yanlış ve hatalı olduğu

Içten cevap "üç ay" olması gerekirken yanıt anahtarında "altı ay" seçeneğinin göründüğü yönündedir. Doğru cevap anahtarında 8. Sorunun yanıtı A (üç ay) olması gerekirken sevhen D (altı ay) olarak yer almıştır. Optik cevap kağıtları bu hata düzeltilerek değerlendirilmiştir.

A Kitapçığı 11B Kitapçığı 69. sorusunun yanlış ve yanlış olduğu

Sorunun sorulduğu hükmün devamındaki "Oysa, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için 9000 prim gün sayısı 7200 gün olarak uygulanır" istisnasına atıf yapılmıştır. Soruda bu istisna yok genel hüküm sorulmuş ve ayrıca seçeneklerde "7200" gün ibaresine de yer verilmemiştir. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

Malüllük aylığının hesaplanması, başlangıcı, kesilmesi ve baştan bağlanması

MADDE 27- (Değişik: 17/4/2008-5754/15 md.) Malüllük aylığı; prim gün sayısı 9000 günden az olan sigortalılar için 9000 gün üzerinden, 9000 gün ve daha pozitif olanlar için ise toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden, 29 uncu madde hükümlerine kadar hesaplanır.

A Kitapçığı 15B Kitapçığı 73. sorusunun yanlış ve yanlış olduğu

Soruda 4/1-a, 4/1-b, 4/1-c ayrımına yer verilmeden sorunun yöneltildiği ve bu ayrıma kadar izleyen ay başının 1'i ya da 15'i biçiminde olabileceği iddia edilmiştir. Her şeyden önce

soruya dayanak oluşturan Kanun hükmünde sigortalı ayrımı yapılmadan takip eden aybaşından itibaren başlatılacağı kurala bağlanmıştır.

Hak sahiplerinin aylıklarının başlangıcı, kesilmesi ve her tarafta bağlanması

MADDE 35- Ölüm sigortasından sigortalının hak sahiplerine bağlanacak aylıklar; a) Sigortalının vefat tarihini, b) Yargı sahibi olma niteliğinin ölüm tarihinden sonradan kazanılması halinde, bu niteliğin kazanıldığı tarihi, peşine düşüp takip eden ay başından itibaren başlatılır

Hem soruda 15'i ile başlayan bir seçeneğe yer verilmemiştir. Dolayısıyla adayın 1'i mi yahut 15'imi diye bir çelişki yaşaması düşünülemez. Aday, sorunun cevabı sigortalının türüne kadar ya 1'i ya 15'i ile başlamalı diyorsa seçeneklerde 15'ine yer verilmediğinden 1'i ile başlayan tarihi içten olarak işaretlemesi gerekirdi. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

A Kitapçığı 16B Kitapçığı 74. sorusunun yanlış ve yanlış olduğu

Soruda Türkiye Radyo-Televizyon Kurumunda ibaresinden daha sonra "basın kartı sahibi elde etmek suretiyle" ibaresine yer verilmediğinden bahisle soruda eksiklik olduğu belirtilmektedir. Soru açıktır, seçeneklerde de yetersiz olduğu belirli ibare dolayısıyla bir çelişoysa bulunmamaktadır. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

A Kitapçığı 19B Kitapçığı 77. sorusunun yanlış ve hatalı olduğu

İtirazın tamamen neye yapıldığı anlaşılamamıştır. Lakin soru aşağı da görüldüğü gibi Kanundan birebir alınarak hazırlanmıştır ve yoruma açık bir taraf bulunmamaktadır. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

5510 s Kanun

Bildirim (1)

MADDE 42- Kurum, sigortalıya veya adalet sahiplerine bağlanacak kazanç, aylık ya da toptan ödemeleri, zorunlu belgelerin ve incelemelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde hesap ve saptama ederek sonuçlarını yazı ile bildirir. (Mülga son iki cümle: 17/4/2008- 5754/67 md.)

A Kitapçığı 23. ve 24.B Kitapçığı 81. 82. sorularının imtihan ilanında belirli özelliğe yerinde olmadığı

Soruların imtihan ilanına çıkıldıktan sonraki yönetmelik değişikliklerine dayandığı, ancak sınav ilanında 21/01/2016 tarihinden daha sonra yürürlüğe girecek mevzuatın imtihan konusuna dahil olmayacağının duyurulduğundan bahisle iki soruya itiraz edilmektedir. SGK ile yapılan protokolde bu husus yer almadığı için soru hazırlayan öğretim üyeleri ve uzmanlara doğal olarak bu yönde bir uyarı yapılmamıştır. TODAİE'nin bu durumla ilgili kusuru bulunmamasına rağmen SGK ilanı başlıca alınarak bu iki soru iptal edilmiş ve protokolün 5.4.5'inci hükmü çerçevesinde adayların başarı puanları hesaplanmıştır.

A Kitapçığı 25B Kitapçığı 83. sorusunun yanlış ve hatalı olduğu

Soruda "kurum" ifadesine yer verildiği, seçeneklerde "bakanlık"ların yer aldığı belirtilmiştir. Soruda ve seçeneklerde herhangi bir çelişama bulunmamaktadır. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

A Kitapçığı 30B Kitapçığı 88. sorusunun hatalı ve yanlış olduğu

Soruda sigortalının türü belirtilmediği dile getirilmektedir. Oysa soru altında da görüldüğü gibi Kanunun 81'inci maddesinin c bendindeki açık düzenlemeyi sormaktadır ve laf konusu genel düzenlemede sigortalı ayrımına yer verilmemiştir. Aday benzer maddenin d bendine atıf yapmaktaysa da bu bent, "5 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilenler için" yapılan özel düzenlemedir. Soruda özel değil genel şart sorulmaktadır. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

A ve B Kitapçığının 37. sorusunun hatalı ve hatalı olduğu

Soruda tüm seçeneklerin doru olduğu iddia edilmektedir. Soru 2925 sayılı Kanundan tıpkı alınmıştır ve Kanunda şartlar tek tek sayılarak "7 yılda beri sigortalı almak" gibi bir şarta yer verilmemiştir. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

2925 sayılı Kanun

Yaşlılık aylığından yararlanma şartları:

Madde 20Yaşlılık aylığından yararlanabilmek için sigortalının;

a) (Mülga : 20/2/19923774/6 md.; Her Yerde düzenleme: 25/8/19994447/18 md.) Bayan ise 58 yaşını, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olması,

b) 15 yıldan beri sigortalı olması,

c) en düşük 3600 gün prim ödemiş olması,

d) Kurumdan yazılı istekte bulunması, Şarttır

A ve B Kitapçığının 47. sorusunun yanlış ve hatalı olduğu

İptal başvurusunda ilgili yönetmeliğe kuralsızlık olduğu iddiası dile getirilmişse de aykırılığın ne olduğu belirtilmediğinden, soru veya seçeneklerin nesine itiraz edildiği anlaşılamamıştır. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

Prim oranları ve Devlet katkısı

MADDE 81- Bu Kanun gereğince alınacak sigorta prim oranları aşağıdaki şekildedir:

c) (Değişik: 10/1/2013-6385/9 md.) Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, sigortalının prime kazancının %2'sidir. Bu primin tamamını işveren öder. Bu oranı %1,5 oranına düşürmeye veya %2,5 oranına artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.

d) (Değişik: 13/2/2011-6111/38 md.) 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilenler için prim oranı, prime kazançlarının % 6'sıdır. Bu prim oranının % 1'i kısa vadeli sigorta kolları, % 5'i genel sağlık sigortası primidir. Benzer maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilmiş kursiyerler için prim oranı, prime başlıca kazançlarının % 5,5'idir. Bu prim oranının % 1'i kısa vadeli sigorta kolları, % 4,5'i genel afiyet sigortası primidir. (1)

A ve B Kitapçığının 57. sorusunun sınav kapsamı dıştan olduğu

Sorunun ahlak tavır ilkeleri zarfında olmadığı iddia edilmiştir. Ahlak ikilemin ne olduğu ahlak tavır ilkelerine kadar belirlendiğinden soru sınav konusu kapsamındadır. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

A ve B Kitapçığının 58. sorusunun hatalı ve yanlış olduğu

Soruda bahşedilen tanımın "kamu mali yönetimi" kavramının yok "iç denetleme" tanımı olduğu belirtilmiştir. Ama sorudaki tarif aşağıda görüldüğü gibi 5018 sayılı Kanundan tıpkı alınmıştır. Hem seçeneklerde "iç kontrol" gibi bir ibareye de yer verilmemiştir. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

Tanımlar

Madde 3- Münhasıran bu Kanunun uygulanmasında;

l) Millet finansal yönetimi: Halk kaynaklarının tanımlanmış standartlara uygun bir şekilde etkin, hesaplı ve verimli kullanılmasını sağlayacak yasal ve yönetsel sistem ve süreçleri.

A Kitapçığı 75B Kitapçığı 13 . sorusunun hatalı ve yanlış olduğu

5502 sayılı Kanunun 27/3 maddesinde, "Sosyal emniyet il müdürlükleri ve sosyal güvenlik merkezleri, ikinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun olarak teşkilatlanma usül ve esasları yönetmelikle belirlenmek üzere yönetimsel iş ve işlemler açısından dört kategoriye ayrılabilir" ibaresi bulunduğu, sorunun ise "Sosyal güvenlik il müdürlükleri ve sosyal güvenlik merkezleri yönetimle ilgili iş ve işlemler açısından dört kategoriye ayrılabilir " biçiminde sorulduğu, bu sebeple namzet kafasının karıştığını belirtmektedir. Soruda kafa karışıklığına yol açacak bir husus bulunmaktadır. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

A Kitapçığı 81- B Kitapçığı 19. sorunun bütün şıklarının dürüst olduğu

Sorunun cevabı D) Oyun şıkkıdır. Soruyla ilgili ulaşılabilecek bir kaynak: Aydın, Ahmet Hamdi; Taş, İbrahim Ethem (2013) Kamu Yönetiminde Halkla İlişkiler, Seçkin Yayıncılık Ankara, s.92-95. Soruya gelen oyunların halkla ilişkiler arabulucu olarak kullanıldığına yönelik itiraz gerekçesinde ifade edilen ve kaynak olarak gösterilen makalelerde kayıtlı oyunlar özel sektör ya da sivil toplum örgütleri kadar geliştirilen ve şirkete karşın imajın geliştirilmesine karşın uygulanan tanıtım faaliyetleri çerçevesinde kullanılan oyunlardır. Kamu yönetiminde halkla ilişkiler uygulamaları özel sektörden farklılık göstermektedir. İtiraz gerekçesinde kullanılan Vestel ve Arçelik gibi şirketlerden kuruluş, görev ve inşa olarak öbür olan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen Görevde Büyüme Sınavı içinde yer alan halkla ilişkiler sorularında özel sektöre özgü halkla ilişkiler yaklaşımlarına yer verilmemiştir. Millet yönetiminde halkla ilişkiler uygulamaları içinde diğer uygulama araçlarına rastlanmakla birlikte oyun uygulamasının tek bir örneği bulunmamaktadır. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

A Kitapçığı 83B Kitapçığı 21. sorusunun yanlış ve hatalı olduğu

Soruda kamusal alanda el sıkışma ve tanıştırma kurallarına göre hatalı verilen seçeneğin işaretlenmesi istenmektedir. Dolayısıyla cevap seçeneklerinde belirli 3 seçenek doğrudur ve hatalı olan seçeneğin namzet/ adaylar kadar işaretlenmesi soruya verilecek yanıtın içten olarak kabul edilmesi için yeterlidir.

Yanlış olan seçenek "c" şıkkında ifade edilen "el sıkışmada elini başlangıçta uzatma hakkı her zaman kadınlarındır" seçeneğidir. Dolayısıyla sorunun doğru yanıtı "c" şıkkı olmalıdır.

a, b ve d seçenekleri ise kamusal alanda el sıkışma ve tanıştırılma kurallarına göre doğru seçenekler olduğundan adayın laf konusu soruya içten cevap vermesi için elemesi gereken şıklardır.

İtiraz gerekçeleri ve itirazlara ilişkin yanıtlar:

İtiraz gerekçeleri genellikle şu şekildedir:

"c" seçeneğinin dürüst olduğu dolayısıyla soruda yanlış seçeneğin bulunması istendiği için sahiden "c" seçeneğinin sorunun içten yanıtı olmadığı,

"a" seçeneğinin de hatalı olduğu dolayısıyla sorunun içten seçeneklerinden olduğu,

Soruda kamusal alan sorulmuş olmasına karşın yanıt şıklarında devlete ait gösteri ve ziyafetlere ilişkin maddeler sıralandığı biçimindedir.

İtirazlara ilişkin yanıtlar:

Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Yayını olan ve alanında kabul edilen ve en çok satılan protokol yönetimi kitaplarından birisi olan Nihat Aytürk göre yazılan Protokol

Yönetimi kitabının 2014 baskısının 93. sayfasında (9-13 satırlar arası) şu ifade yer almaktadır: "Tokalaşmada önce el uzatma hakkı resmi ortamda üstteki olana, sosyal ortamda hanımlara, hemcinsler aralarında yaşlı olana, konut ortamında evsahibine aittir. Bir hanım makamda ve resmi ortamda , kendisi yaşça büyük olsa da, üstteki yöneticilere önce el uzatmamalı; üstteki'ün ve makam sahibinin el uzatmasını beklemelidir....................................................................................................................... "

Alıntıdan da görüleceği üzere cevap şıkkında geçen el sıkışmada elini ilk olarak uzama hakkı defalarca kadınlarındır ifadesi yanlıştır. El sıkışmada elini ilk olarak uzatma hakkı daima kadınların değildir. Soruda bilhassa kamusal alandaki kuralın sorulduğu belirtilmiştir. Adayın doğruluğunu bahis ettiği el uzama hakkının daima kadınlara ilişkin olduğu ifadesi sosyal ortamlar için geçerlidir oysa açıklamada da görüldüğü üzere bunun da istisnai durumları vardır. Hemcinsler arasında yaşça büyük olanın uzatması veya konut ortamında cinsiyetten bağımsız ev sahibinin önce elini uzatması gibi.

Kitap özenli bir şekilde okunduğunda yazarın protokol kurallarını kamusal ve sosyal etraf edinmek üzere ikiye ayırdığı görülecektir. Dolayısıyla çoğu davranışın uygulanma biçimi kamusal etraf ve sosyal ortamda bambaşka almak üzere belirtilmiştir. Yazar, kamusal alanda protokole yerinde, sosyal alanda ise görgü ve terbiye kurallarına uygun davranılması gerektiğinin altını çizmektedir (Aytürk, 1994: s. 6). Dolayısıyla soruda sosyal ortamda el sıkma konusundaki öncelik sorulmuş olsaydı yanıt olarak kadınların önceliği olduğu söylenebilirdi. Oysa söz konusu kamusal alan olduğunda cinsiyet, yaş, akademik unvan.. .vb. den öte davranışlarda makam ve unvan sahibinin önceliği vardır. Kamusal alanda cinsiyete bakmaksızın makam/unvan sahibi kimse el uzatma önceliği de o kişinindir. Cinsiyet burada makam /unvandan bağımsız bir değişken olarak düşünülmelidir.

Hatalı olduğu iddia edilen soruda namzet eğer fakat "c" şıkkında tereddüt yaşıyorsa dürüst cevap şıkkını bulmak için öteki üç şıkkı eleyerek de doğru yanıta ulaşabilir. a, b ve d şıkları incelenirse;

a) Tanıştırılma esnasında el baskı yapmak gerekir.

Soruya kadar şıklarda yanlış seçenek arandığı için "a" yanıt şıkkının dürüst olması gerekmektedir.

Aytürk, N., 2014: s. 92'de geçen açıklama aşağıdadır (21-23. satırlar):

"Tanıştırıldıktan sonradan tokalaşmak geleneksel bir davranıştır. Ama tanıştırılan kişi üstteki'ün el uzatmasını beklemeli; üstteki el uzatmadan, hanım da olsa, önce el uzatmamalıdır." Dolayısıyla "a" seçeneği doğrudur fakat soruda hatalı seçenek arandığı için doğru yanıt değildir. Keza laf konusu kitapta tanıştırılma sırasında tokalaşmanın gerekliliğine değinildikten sonradan özellikle el uzatacak kişinin cinsiyetten bağımsız olarak özellikle üst olması gerektiğinin altı çizilmiştir. Bu da kamusal alanda el uzama hakkının her zaman kadınların olmadığına; üst'lerin el uzatmada cinsiyetten bağımsız olarak önceliklerinin olduğuna ilişkin bir diğer kanıttır. Bir hareketin geleneksel olması yapılması beklenen bir tutum olduğunu dolayısıyla da bir gereksinim olduğunu göstermektedir. Kaldı ancak kamusal alanda el sıkışmak dışarıda öpüşmek, el öpmek, kafa selamı atamak.. .vb. sosyal alanda açlık ve yakınlığa tarafından yapılabilecek somut temasların yeri yoktur. Tek fiziksel bağlantı el sıkışmadır.

Hem Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürlüğü kadar hazır "Protokol Notları"nda da (5. sayfa, 7. satır) aynen şu açıklama geçmektedir:

"Tanıştırılma ve selamlaşma durumunda el basmak gerekir."

Ödev ve yetkileri arasında "Türkiye Cumhuriyeti'nin Devlet ve Dışişleri Protokolünü planlamak ve yürütmek" hükmü yer alan Bakanlığın hazırladığı protokol notları şüphesiz bu alanda referans alınabilecek temel kaynaktır.

Dolayısıyla "a" seçeneği doğrudur

b) Tanıştırma işlemi ilk karşılaşıldığı ya da salona girildiği zaman derhal yapılmalıdır.

Soruya tarafından şıklarda yanlış seçenek arandığı için "b" yanıt şıkkının içten olması gerekmektedir.

Aytürk, N., 2014: s. 91'de geçen ifade aşağıdadır (7. satır):

"Tanıtma ve tanıştırma defalarca ayakta ve birincil karşılaşmada yapılır." Dolayısıyla "b" seçeneği doğrudur ama soruda hatalı seçenek arandığı için doğru yanıt değildir.

d) Mevki olarak ast olanlar üst'lere tanıştırılmalıdır.

Soruya göre şıklarda hatalı seçenek arandığı için "d" cevap şıkkının doğru olması gerekmektedir.

Aytürk, N., 2014: s. 91'de geçen ifade aşağıdadır (12. satır):

"Kamusal yaşamda ast üst'e; kıdemsiz kıdemliye, yeni gelen mevcut olanlara tanıştırılır." Dolayısıyla "d" seçeneği doğrudur fakat soruda yanlış seçenek arandığı için doğru yanıt değildir.

Tekrar Nihat Aytürk göre yazılan Protokol Yönetimi -Kamusal Yaşamda Protokol

Kuralları kitabının 2014 baskısının 6. sayfasında (13-31 satırlar arası) kamusal alanın tanımlanmasına karşın tıpkı şu açıklama yer almaktadır:

"Protokol olarak kamusal alan; devlet ve kamu kurumlarının bulunduğu, hizmet ve etkinliklerini yönettiği ve yürüttüğü; devlet ve halk görevlilerinin tahsis yaptığı; toplantı, davet, tören vb. kamusal etkinliklerin düzenlendiği yerlerdir. Devlet ve halk görevlilerinin resmi alanda devir yaptıkları süre kamusal yaşamdır. Devlet ve millet görevlileri kamusal alanda ve yaşamda kamusal kurallara alıntı yapmak zorundadırlar.

Kamusallık tapu aidiyeti, mekan ve sahiplik değil; resmi etkinlik ve bu etkinliğin yürütüldüğü yerdir. Topluma (halka) açık olan ve halkın yararlandığı yol, park, plaj gibi yerler ise kamusal değil, sosyal alandır. Ilke olarak kamusal alanda protokol; sosyal alanda görgü ve nezaket kuralları uygulanır. Örneğin Sayın Cumhurbaşkanı Köşk'te resepsiyon düzenlediğinde kamusal (resmi); Bayan akarsu partisi düzenlediğinde sosyal faaliyet olur. Kamusal etkinlikte kamusal (devlete ait) kurallar; sosyal etkinlikte sosyal kurallar uygulanır. Kamusal olan mekan değil, devlete ait etkinliktir.

Her ülkede, kamusal alanda ve yaşamda kurallar yönetmelik ile; toplumsal yaşamdaki kurallar örf ve adet (gelenek ve görenek) denilen sosyokültürel normlar ile belirlenmiştir. Bu kurallara ve normlara kamusal yaşamda "protokol kuralları"; toplumsal yaşamda "adap kuralları" ya da "saygı ve edep kuralları denir."

Dolayısıyla soruda geçen "kamusal alan" ifadesi "resmi alan" anlamı taşımaktadır. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

A Kitapçığı 84B Kitapçığı 22. sorusunun hatalı ve yanlış olduğu

Soruda resmi yemeklerde uyulması gereken kurallara kadar doğru seçeneğin işaretlenmesi istenmektedir. Dolayısıyla cevap seçeneklerinde belirtilmiş 3 seçenek yanlış ve 1 seçenek doğrudur.

Doğru seçenek "a" şıkkında bulunan "yemek yerken çatal sol elde, bıçak ise sağ elde tutulmalıdır" seçeneğidir. "b", "c" ve "d" seçenekleri ise hatalı oldukları için namzet/adaylar kadar elenmesi beklenen seçeneklerdir.

İtiraz gerekçeleri ve itirazlara ilişkin yanıtlar:

İtiraz gerekçeleri genelde şu şekildedir:

"a" ve "d" seçeneklerinin her ikisinin de doğru olduğu,

"c" seçeneğine ilişkin kitaplarda herhangi bir data olmadığı,

Sorunun protokol yönetimi konusuna girmediği biçimindedir.

İtirazlara ilişkin yanıtlar:

Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Yayını olan ve alanında kabul edilen ve en çok satılan protokol yönetimi kitaplarından birisi olan Nihat Aytürk tarafından yazılan Protokol Yönetimi kitabının 2014. baskısında bulunan,

"a" seçeneğine ilişkin olarak referans aşağıdadır:

"Yemekte çatal-bıçak beraber kullanıldığı zaman, çatal sol ele, bıçak sağ ele alınır." (273. sayfa, 1-2. satırlar)

Dolayısıyla "a" seçeneğindeki açıklama doğrudur.

"b" seçeneğine ilişkin olarak referans aşağıdadır:

"Masada, menüye uygun olarak zorunlu kaşık, bıçak ve çatallar, kullanılış amacına ve yemek yemek sırasına kadar, dıştan içeriye doğru gelecek biçimde yerleştirilmelidir." (263. sayfa, 30-31. Satırlar)

Dolayısıyla "b" seçeneğindeki açıklama yanlıştır.

"c" seçeneğine ilişkin olarak referans aşağıdadır:

"Sofrada yemek kurallarına uyulmalı; yemeğe ve içkiye buyur edilmeden başlanmamalı; herkesle birlikte başlanmalı ve bitirilmelidir." (294. sayfa, 18-19. satırlar)

Dolayısıyla "c" seçeneğindeki ifade yanlıştır.

"d" seçeneğine ilişkin olarak referans aşağıdadır:

"Tabakta yemek olsa bile, yemeğin bittiğini ya da yemek tabağının alınmasını ayrıntıları ile belirtmek için, çatal-bıçak tabağın içine birbirine paralel, ast yana, saatin dördü yirmi geçe pozisyonunda bırakılmalı; bıçağın yüzü çatala (sola), çatalın uçları da tabağa dönük olmalıdır." (275. sayfa, 3-7. satırlar)

Dolayısıyla "d" seçeneğindeki ifade yanlıştır.

İtiraz konularına ilişkin olarak; "c" seçeneğine ilişkin bilginin kitapta yer aldığı, yalnızca "a" seçeneğinin dürüst, diğer seçeneklerin hatalı olduğu görülmektedir.

Öteki bir itiraz konusu olan "soru"nun yemek yemek yeme adabı ile ilgili olması sebebiyle protokol kurallarına ilişkin bir soru olmadığı, daha çok genel kültüre dayalı bir soru olduğu oysa zaten sınavda genel kültür soruları olduğu için bu sorunun nerede değerlendirilebileceğinin belirsiz olduğudur.

Protokol yönetimi: kamusal yaşamda protokol kurallarına ilişkin bilgiler zaten özellikle kişinin içinde doğduğu ailesi ve sonradan şekillendiği biçimde genel kültüre ilişkin bilgiler içermektedir. Protokol, kamusal öteki bir deyişle resmi alandaki tavır kuralları bütünüdür. Soruda da resmi yemeklerdeki tutum biçimleri sorulmuştur. Dolayısıyla resmi yemekte davranış kuralları adap ve terbiye dediğimiz protokolde uygulanması gereken kurallardır. Kişi, özel ve sosyal alanında istediği gibi, istediği sırada çatal bıçak kullanarak ve yemeğin sonunda istediği gibi çatal bıçağı tabağına bırakabilir. Bu kişinin özel şahsiyetini bağlar. Fakat tüzel kişilik yani bir temsilcilik laf konusu olduğunda kişi protokol kuralları gereği görgü ve nezaket kuralları çerçevesinde davranmak zorundadır. Soru da bunun bir parçası olarak sorulmuştur. Keza protokol kuralları kitapları incelendiğinde, hepsinde resmi ağırlama ve ziyafetlere ilişkin data olduğu görülecektir. Yukarıda cevap şıklarına ilişkin yapılan atıfların da Protokol Yönetimi kitabından üretilmiş olması buna destektir. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

A Kitapçığı 85B Kitapçığı 23. soruda sorulmak istenenin açık olmadığı

Laf konusu soru, içerik ve teknik olarak doğrudur. Soruda adayın genel anlamda, ses olayı kavramını bilip bilmediği ve ses olayı yer alan sözcüğü ayırt edip edemeyeceği ölçülmek istenmiştir. İtirazda dile getirilen belirtilen bir ses olayının işaret edilmesi, soruyu seviye açısından çok basitleştireceğinden yerinde değildir. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

A Kitapçığı 87- B Kitapçığı 25. sorunun beceriksiz ve hatalı olduğu

Soruda Türk vatandaşlarının şu başlıca kadar aldıkları Nobel ödüllerinin alanları sorulmaktadır. Orhan Pamuk edebiyat, Aziz Sancar da kimya alanında Nobel ödüllerini almışlardır. İtirazda dile getirilen Tevekkül Karman Nobel Uzlaşma ödülü aldıktan daha sonra Türk vatandaşı olmuştur. Ahmet Üzümcü ise Türk vatandaşı olma vasfıyla değil, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü Direktörü olması sebebiyle Nobel Uzlaştırma ödülünü almıştır. Kaldı fakat seçenekler aralarında Barışma alanı bulunmamaktadır. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

A Kitapçığı 88B Kitapçığı 26. soruda yanlış anlatım bulunduğu

Sınav soruları yukarıda da belirtildiği gibi öğretim üyeleri ve uzmanlar kadar hazırlanmakta ve ölçme ve değer biçme alanında çalışan öğretim üyeleri göre da kontrol edilmektedir. Sözkonusu soruda yanıtlar içerisinde yer alan Çoruh kaynağı Türkiye'de iken Türkiye sınırları dıştan (Gürcistan) Karadeniz'e dökülen akarsudur. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

A Kitapçığı 93B Kitapçığı 31. sorusunun hatalı ve hatalı olduğu

Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Yöntem ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 14. Maddesinin 5. Fıkrasında "Pat Diye pozitif sayfa tutan üstteki yazılarda sayı, tarih, konu, muhatap ve ilgi bilgilerine sadece birincil sayfada; imza, ek, bölüştürme ve iletişim bilgilerine ise sadece son sayfada yer verilir" hükümleri bulunmaktadır.

Birdenbire fazla sayfa tutan üst yazılarda "iletişim bilgilerinin yalnızca son sayfada yer alacağı hususu"; Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Yöntem ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 14. Maddesinin 5. Fıkrasının hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak açıklık ve anlaşılırlıkta amir hükmü niteliğindedir. Sözü edilen 14. Maddenin 5. Fıkrası hükümleri ile; aniden artı sayfa tutan üst yazılarda iletişim bilgilerinin sadece son sayfada yer alacağı hususu açık, net ve sınırlandırılmış olarak özel hüküm özelliğinde münhasıran düzenlenmiştir. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

A Kitapçığı 94B Kitapçığı 32. sorusunun hatalı ve yanlış olduğu

Devlete Ait Yazışmalarda Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "İmza" başlıklı 15. Maddesinin 6. Fıkrasında: "Belgenin ikiden pozitif yetkili tarafından imzalanması durumunda en üstteki unvan sahibinin adı, soyadı, unvanı ve imzası en solda almak üzere

yetkililer unvan sırasına tarafından soldan sağa dürüst sıralanır." Hükümleri yer almaktadır.

Doğru seçenek olan (A) seçeneğinde unvanlar en üst unvan olan "müsteşardan" başlanarak unvan üstünlüğüne göre soldan sağa doğru sıralanmıştır. Bu düzenleme biçimi adı geçen Yönetmeliğin 15. Maddesinin yukarıda açıklanmış 6. Fıkrası hükmüne yerinde bulunmaktadır.

Sorunun (c) seçeneğinde ise unvan ve imza sıralamasında unvan üstünlüğü sağ her tarafta başlanarak verilmiştir. Bu şekildeki bir yerleştirme adı geçen Yönetmeliğin 15. Maddesinin yukarıda belirli 6. Fıkrası hükmüne uygun bulunmamaktadır. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir.

A Kitapçığı 98B Kitapçığı 36. sorusu olarak belirlenen sorunun yanlış ve yanlış olduğu

Içten yanıt, " aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?" sorusu ile sınırlandırılarak bahşedilen seçenekler içinden istenilmiştir. Seçenekler ise DPB Görevde Büyüme Ders Notlarının 17. Sayfasında yapılan direktifler ile Anayasanın 91. Maddesi hükümlerine yerinde bulunmaktadır. Soru, Kanun hükmünde kararnamelerin yürürlük tarihini kapsamakta, yürürlükten kaldırılma tarihini ise kapsamamaktadır. Bu yönüyle Sorunun sınırlılığını Anayasanın 91. Maddesinin 6. Fıkrası hükmü oluşturmaktadır. İtirazın dayanağını oluşturan direktifler ise daha çok 91. Maddenin 7. ve 9. Fıkralarının "TBMM'ne sunulma" ve "yürürlükten kaldırılma" hükümlerine dayanmaktadır.

Verilen seçenekler "ama" vb. koşullarla birleştirilmemiştir ve de soru kökü koşulluluk içermemektedir. Bundan nedeniyle da "seçenekler" içinde itirazda iddia edilen nitelikte bir seçeneğe;

Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Insanlar Meclisine sunulmamışsa;

Türkiye Büyük Halk Müziği Meclisince reddedilmişse;

Türkiye Büyük Halk Meclisince değiştirilmişse

gibi yer verilmemiştir. Başka bir anlatımla Soruda, Anayasanın "Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verme" başlıklı 91. Maddesinde geçen bütün hükümleri sorgulama amacı da bulunmamaktadır. Sorunun iptali yönündeki itiraz kabul edilmemiştir

sizlere www.ensonhukuk.com farkıyla sunulmuştur
Sonraki
« Önceki
Önceki
Sonraki »
Thanks for your comment