KAMULAŞTIRMADA FAİZ
Hukukumuzdaki en öıslak konulardan biri kamulaştırma nedeniyle açılan değerinde artırım davalarında faiz konusudur.Bu konu, devlet yatırımlarının artması ve arazi ve arsa gereksinimlerinin doğması sebebiyle günceliğini korumaktadır..
Kamulaştırma da hatalı ve gelişi güzel değer takdirleri yapıldığından binlerce davalar açılmak da ve maliyet raporlarında yer almayan ekstradan ödemeler ve ayrıca harçlar , yargılama giderleri , ve bu vesileyle ücreti vekaletler gibi devlet hasarı dolmaktadır.
Bireysel başvurularda başvurucunun (davacının) karşı tarafı (davalısı) bulunmamaktadır. Maddeye göre Adalet Bakanlığı davanın tarafı değil sadece bildirim yapılan muhatabıdır. Zorunlu görürse, savunma değil, görüşünü yazılı olarak bildirebilir. Değiştirilen, Tüzük Mahkemesi İçtüzüğünün 71. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi karar tahsis etmek için Yargı Bakanlığı’nın görüşünü beklemek zorunda değildir. Tazminata neden olan olayın muhatabı başka bir halk kurumu olduğundan, gerçekte Yargı Bakanlığı tazminat davasının tarafı da olamaz. Tazminat davası ile ilgili olarak uluslararası veya milli hiçbir usul ve somut hukuk kaideı dikkate alınmayıp, taraf teşkili tamamlanmadan, karşı tarafa (davalıya) tebligat yapılmadan savunma ve delilleri alınmadan, tazminata karar verilmesi, hüküm fıkrasında bulunması gerekli hususların varlığının gözetilmemesi, kararın ikinci derecede incelenmesinin ortadan kaldırılması doğru olmadığından, olayda adil yargılanma hakkının varlığından söz edilemez.
6216 sayılı Kanun’un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre, “Saptama edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için bitmiş yargılama yerine getirmek üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Her Yerde yargılama yapılmasında hukuki fayda bulunmayan hallerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir ya da genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Baştan yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Tüzük Mahkemesi’nin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde, mümkünse dosya üzerinden karar verir.” denilmektedir.
Kuraldaki “başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir” kısmı, mahkemeye çok özel hallerde, istisnai olarak kullanılması maksadıyla verilmiş, ihtiyari bir yetkidir. Uygulamada mahkemece bu yetki, istek varsa, ihlal tespit edilen neredeyse her davada manevi tazminat, yargılamanın hiçbir kaideına uyulmadan isteğe bağlı olarak ara sıra fiziki tazminat verilmesi şeklinde kullanılmaktadır.
Bireysel başvuru, şahısların kişisel haklarının tek tek saptama edilerek, kendilerine teslim edilmesi yeri değildir. Aslında Anayasa Mahkemesi’nce varsa ihlalin tespit edilmesiyle yetinilmesi, tazminat konusunda başvurucuya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilmesi, görevli genel mahkemesince yöntemüne uygun taraf teşkili sağlanması, yargılama yapılarak sonuca gidilmesi, taraflara ikinci derece analiz yapılmasını isteme hakkı tanınması gerekir. Böyle bir seçim yapılması halinde başvurucunun da herhangi bir kaybı söz konusu olmayacaktır.
DİLEKÇE NASIL YAZILIR?
sizlere www.ensonhukuk.com farkıyla sunulmuştur
Başlığı Kapat Kodları GösterKodları Kapar Emojileri GösterEmojileri Kapar