Memura özel hayatından dolayı disiplin cezası verilebilir mi?

Anayasa'nın 20 nci maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8 inci maddesi özel hayata ve aile hayatına saygı hakkını düzenlemektedir. Buna kadar; herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Ulus personelinin özel hayatındaki fiil ve davranışlarından dolayı hakkında disiplin hukuku hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ile ilgili olarak Danıştay Onikinci Dairesince kayda değer bir karar verildi.

Danıştay Onikinci Dairesi; özel ve aile hayattaki fiil ve davranışların mesleğin icrasına maddesel olarak tesir etmediği, mesleki etkinlik ile ilgisi olmadığı ve çalışılan yere yansıtılmadığı sürece disiplin hukukunu ilgilendirmediği ve disiplin suçu oluşturmayacağına, huysuz takdirde bahşedilen disiplin cezasının Anayasa'nın 20 nci maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8 inci maddesi gereğince özel ve aile hayatına saygı hakkının ihlali sonucunu doğuracağına hükmetmiştir.

İşte Danıştay Onikinci Dairesinin 23.03.2016 tarih ve E.2012/8980, K.2016/1586 sayılı bozma kararı;

"Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dava; ... Okulu'nda ... öğretmen olarak görev yapan davacının, 4357 sayılı Kanunun 7/(c) maddesi gereğince bir sene kıdem indirme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 25.03.2011 tarihli ve 464 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

Idare Mahkemesince, şikayetçi hakkında düzenlenen soruşturma raporu ile eki data, doküman ve ifadelerin değerlendirilmesinden; davacının öğretmenlik şerefini ihlal edici hallerde bulunduğu hususunun sübuta erdiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka anormallik bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Şikayetçi tarafından, Duruşma kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.

Tüzük'nın "Kanun önünde denklik" başlıklı 10. maddesinde; "Cümbür Cemaat, dil, halk, renk, cinsiyet, siyasi us, felsefi inanç, din, mezhep ve sanki sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir..." hükmüne yer verilmiş, Devlet organları ve idare makamlarının bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda oldukları vurgulanmış, "Özel hayatın gizliliği ve korunması" başlıklı bölümündeki 20/1. maddesinde; "Cümbür Cemaat, özel hayatına ve aile hayatına hürmet gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz." düzenlemesine, 90/5. maddesinde ise; "Usulüne kadar yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya kuralsızlık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne tarafından yürürlüğe konulmuş esas adalet ve özgürlüklere ilişkin uluslararası andlaşmalarla kanunların benzer konuda farklı hükümler içermesi sebebiyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda uluslararası andlaşma hükümleri esas alınır." düzenlemesine yer verilmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin "Özel ve aile hayatına saygı hakkı" başlıklı 8. maddesinde; "Cümbür Cemaat özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılmasına bir halk makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal emniyet, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, kabahat işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir önlem olması durumunda laf konusu olabilir." hükmü, "Ayrımcılık yasağı" başlıklı 14. maddesinde; "Bu Sözleşme'de bilinen hak ve özgürlüklerden kullanma, cinsiyet, ahali, renk, dil, din, siyasal ya da diğer kanaatler, milli ya da toplumsal köken, milli bir azınlığa aidiyet, servet, doğum ilk kez elde etmek üzere herhangi diğer bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır." hükmü bulunmaktadır.

Dava konusu operasyon tarihinde yürürlükte yer alan, 4357 sayılı Hususi İdarelerden Maaş Bölge İlkokul Öğretmenlerinin Kadrolarına, Terfi, Taltif ve Cezalandırılmalarına ve Bu Öğretmenler İçin Teşkil Edilecek Sıhhat ve İçtimai Destek Sandığı ile Yapı Sandığına ve Öğretmenlerin Alacaklarına Dair Kanun'un 7. maddesinin (c) bendinde; öğretmenlik şerefini ihlal edici hallerde bulundukları, meslektaşlarının veya talebenin haklarını bilerek zarara uğrattıkları sabit olanlara suçlarının derecesine tarafından bir yıldan dört yıla dek kıdem indirme cezası verileceği hükme bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; ...Okulunda ... öğretmeni olarak devir yapan şikayetçi hakkında, ...29.07.2010- 09.09.2010 tarihleri arasında aynı okulda devir yapan öğretmene telefonla müstehcen mesajlar gönderdiğine ve internet üzerinden mülâkat programı aracılığı ile uygunsuz görüntüler gösterdiğine ilişkin olarak hakkında soruşturma başlatıldığı, yürütülen disiplin soruşturması sonucunda düzenlenen raporda getirilen öneri doğrultusunda, 25.03.2011 tarihli ve 464 sayılı işlemle, 4357 sayılı Kanun'un 7/(c) maddesi uyarınca bir yıl kıdem indirme cezasıyla cezalandırılması üstüne bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlıkta, davacının özel yaşam alanı içerisinde, telefonla müstehcen mesajlar göndermesi ve internet üzerinden mülâkat programı aracılığı ile uygun olmayan görüntüler göstermesi nedeniyle cezalandırılması karşısında, söz konusu fiilin Tüzük'nın 20/1. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesi gereğince "özel hayata ve aile hayatına hürmet hakkı" zarfında bulunup bulunmadığı konusunun irdelenmesi gerekmektedir.

Konuya ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları incelendiğinde; başta Dudgeon-Birleşik Krallık Kararı (Kullanım No: 7525/76- Karar Tarihi: 22.10.1981) edinmek üzere bu konuda verilmiş çok sayıda karar bulunduğu, özellikle Smith ve Grady-Birleşik Krallık Kararı (Başvuru No:33985/96, Karar Tarihi:27.09.1999), Lustig/Prean ve Beckett-Birleşik Krallık Kararı (Tatbik No:31417/96-Karar Tarihi:27.09.1999), Perkins ve R.-Birleşik Krallık Kararı (Kullanım No:43208/98- Karar Tarihi: 22.10.2002), Beck, Copp ve Bazeley-Birleşik Krallık (Başvuru Formu No:48535/99-Karar Tarihi: 22.10.2002), kararlarında; eşcinsel şahısların salt cinsel yönelimlerinden nedeniyle ordudan ihraç edilmesinin Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesinin 8. maddesinin ihlali olarak karara bağlanmış, Özpınar-Türkiye Kararında (Uygulama No:20999/04-Karar Tarihi: 19.10.2010) ise; bir yargıcın özel hayatında dostluk ettiği kişiler ve giyim tarzı, aşırı makyaj yapması gibi iddialar ön plana çıkarılarak meslekten çıkarılması anılan hakkın ihlali olarak değerlendirilmiş, anılan yargıçla ilgili iddiaların bu kişinin mesleğini icrasına etkisinin fiziksel olarak ortaya konulamadığı hususu vurgulanmıştır.

öte yandan Anayasa Mahkemesi 03.04.2014 tarihli ve Başvuru No:2013/1614 sayılı kararında; halk görevlisi olan başvurucunun cinsel içerikli görüntülerinin internette yayınlanmasına ilişkin olay nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(g) maddesi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin uyuşmazlıkta, başvuruya konu disiplin işlemi ile yargısal sürece konu edilen davranışların esasen mesleki faaliyet ile ilgisi olmayan, mahremiyet alanına dahil özel yaşam eylemleri olduğu anlaşıldığından, başvurucunun Tüzük'nın 20. maddesinde teminat altına alınan özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

Bakılan olayda, davacıya isnat edilen fiilleri mektep içerisine ve öğrencilere yansıttığına ilişkin bir kanıt, tespit veya şahit bulunmamaktadır.

Bu durumda; davacının telefonla müstehcen mesajlar yollamak ve internet üzerinden görüşme programı aracılığı ile uygun olmayan görüntüler göstermekten ibaret olan fiilinin, 657 sayılı Kanun'un 124/2. maddesi gereğince memur disiplin hukukunu ilgilendiren bir yönünün bulunmadığı ve disiplin suçu oluşturmadığı, laf konusu fiilin bir disiplin suçu olarak değerlendirilerek davacının bir sene kıdem indirme cezasıyla cezalandırılmasının Tüzük'nın 20. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. maddesi gereğince "özel hayata saygı hakkının" ihlali sonucunu doğuracağı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen Yöneticilik Mahkemesi kararında da hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, bitmiş bir karar verilmek üzere dosyanın Yöneticilik Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın bildiri tarihini izleyen 15(onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık almak 23.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi."

sizlere www.ensonhukuk.com farkıyla sunulmuştur
Sonraki
« Önceki
Önceki
Sonraki »
Thanks for your comment